Grand Kartal Otel yangınında yaşamını yitiren, yaralanan ve kurtulanlara geçmiş olsun demek yeterli değil. Bu olay, sosyal cinayet kavramını sorgulamamıza neden oluyor. Yangının ardından, sorumlulukların kimler tarafından üstlenileceği ve toplumsal tepkilerin nasıl yönlendirileceği üzerine düşünmek gerekiyor. Bu tür olaylar, sadece bireysel trajediler değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk meselesidir.
Yangın, birçok insanın hayatını kaybetmesine ve yaralanmasına neden oldu. Bu tür olayların ardından, toplum olarak sorumluluklarımızı sorgulamak zorundayız. Yangın sonrası yaşananlar, sadece bir felaket değil, aynı zamanda sistemin eksikliklerini gözler önüne seriyor.
Sosyal cinayet, toplumda yaşanan sistematik hataların sonucunda meydana gelen ölümler olarak tanımlanabilir. Örneğin, bir trafik kazasında mühendislik hatası varsa, bu kazadaki ölümler sosyal cinayet olarak değerlendirilebilir. Depreme dayanıksız binaların yıkılması da benzer bir durumdur.
Yangın yönetmeliğinin değiştirilmesi ve itfaiyenin denetim yetkisinin kaldırılması, yangınlarda ölümlerin yaşanmasına neden olabilir. Bu tür durumlar, sosyal cinayetlerin işlenmesine zemin hazırlar. Toplum olarak bu tür olaylara karşı duyarsız kalmak, sorumluluğumuzu göz ardı etmek anlamına gelir.
Yangın sonrası sorumluların kimler olduğu konusunda net bir tablo çizmek gerekiyor. Otel personeli ve yerel yönetimden bazı kişiler sorumlu tutuluyor. Ancak asıl sorumlular, karar vericilerdir. Yasaları ve yönetmelikleri belirleyenlerin hesap vermesi şarttır.
2012 yılında yapılan yönetmelik değişiklikleri, denetim mekanizmalarını zayıflatmış olabilir. Bu tür değişikliklerin sonuçları, toplumun güvenliğini tehdit eder. Siyasi irade, bu tür durumların önüne geçmek için gerekli düzenlemeleri yapmakla yükümlüdür.
Yangın sonrası toplumsal tepkilerin doğru bir şekilde yönlendirilmesi önemlidir. Acının siyasete alet edilmemesi gerektiği savunulsa da, acının kaynağı siyasetse bu durumu sorgulamak gerekir. Sosyal cinayetlerin asli faili, eksik ve yanlış düzenlemeleri yapan siyasi iradedir.
Toplum olarak, yönetenleri hesap verebilir konuma getirmek zorundayız. Aksi takdirde, sosyal çürüme hızlanır. Sorumluluklarımızı yerine getirmediğimiz sürece, benzer felaketlerin yaşanması kaçınılmaz olacaktır.
Grand Kartal Otel yangını, sadece bir felaket değil, aynı zamanda toplumsal bir uyanışın habercisi olmalıdır. Sorumluluklarımızı sorgulamak ve yönetenleri hesap verebilir hale getirmek, gelecekte benzer olayların yaşanmaması için elzemdir.
Bugünden itibaren, her yerden istifa çağrıları yükselmeli. Siyasi irade, halkın güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için gerekli adımların atılması şarttır.