Muğla Bodrum’da yapımına bir ay önce başlanan Sahil Güvenlik Limanı projesine karşı halk dün alana indi. Turgutreis Platformu tarafından düzenlenen “Ya hayat, ya liman” eylemine katılanlar inşaata tepki gösterdi. Eylemde, iş insanı Mehmet Cengiz’in projelerine karşı halkın çevre mücadelesi ön plana çıktı. Bodrumlular, eyleme ellerinde SÖZCÜ Gazetesi’yle katıldı. Jandarma, şantiye önünde yoğun güvenlik önlemleri aldı. Eylem sırasında iş makinelerinin çalışması durduruldu.
Liman inşaatının kim tarafından yapıldığının hâlâ bilinmediğini belirten avukat Ziya Levent Doğuç, “Burada vicdansızlık, hayata düşmanlık denize dökülüyor. Deniz artık eskisi gibi mavi değil. Bize diyorlar ki ‘Artık burada günbatımını değil Turgutreis’in batışını seyredeceksiniz. Buna seyirci kalmayacağız. Liman bahane, rant şahane. Korkmayacağız, yılmayacağız, dayatmaya itaat etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı. Bu sözler, halkın projeye karşı duyduğu rahatsızlığı açıkça ortaya koydu.
Bodrum Yurttaş İnsiyatifi Sözcüsü Ayhan Karahan, “Bu dava SÖZCÜ’ye değil Bodrum’a açılmıştır. Memleketin, toprağına havasına suyuna sahip çıkan onurlu gazetecilerine açılmıştır. SÖZCÜ’yü susturarak halkı susturmak istiyorlar. Bunları yazan gazeteciler asla boyun eğmeyecek ve yalnız yürümeyecekler. Yaşar Anter ve arkadaşlarının yanındayız” dedi. Bu destek, halkın dayanışma ruhunu güçlendirdi.
Cengiz’in madenine karşı direnen köylülerden haksızlığa itirazlar yükseliyor. Çanakkaleliler, SÖZCÜ Gazetesi’yle dayanışma mesajı verdi ve #SözcününYanındayız kampanyası başlattı. Halk, “Cengiz’in itibarını zedeleyen tek kişi Cengiz’in kendisidir” dedi. Bu durum, Cengiz’in projelerine karşı olan tepkilerin sadece Bodrum ile sınırlı kalmadığını gösteriyor.
Hacıbekirler Köyü’nde yaşayanlar, “Gerçeği haber yapan SÖZCÜ’nün yanındayız” diyerek, topraklarını, sularını savunacaklarını belirtti. Mehmet Cengiz’in şirketi Truva Bakır Madencilik A. Ş. tarafından işletilen Halilağa Bakır Madeni için alınan “kamulaştırma” kararına karşı yöre halkı hukuk mücadelesi başlattı. Bu mücadele, yerel halkın kararlılığını artırdı.
Hacıbekirler Köyü’nden Gülferi Güven, “Topraklarımızı kamulaştırmak istiyorlar. Ama toprağımızı vermek istemiyoruz. Hayvancılıkla, tarımla uğraşıyoruz. ‘Alım gücü tükendi’ diyorlar. Biz hayvancılık, tarım yapmazsak ne yiyip içecekler? Bu hayat pahalılığında aç susuz sürünecek miyiz? Biz neden köyümüzden kopalım?” dedi. Bu sözler, köylülerin yaşadığı zorlukları ve kararlılıklarını yansıtıyor.
Güven, “Herkes duysun, bir karış toprağımızı vermek istemiyoruz. Dedelerimiz, ninelerimiz mücadele etmiş, bu toprakları bize bırakmış. Biz bu toprakların ekmeğiyle büyüdük. Savunmak zorundayız. Cengiz de toprağımızı alıyorsa tarım yapsın. Biz maden istemiyoruz. Zehir istemiyoruz” diyerek, halkın kararlılığını vurguladı. Bu mücadele, yerel halkın haklarını koruma konusundaki azmini gösteriyor.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, Cengiz’le ilgili iddialar için yargıya seslendi. Çömez, “Haberin bütün detaylarını Meclis’te haykırdım. Bilgi ve belgeler var. Cengiz İnşaat, AKP döneminde 240 milyar dolar ihale almış. 128 kez vergi indirimi yapılmış 5 firmadan biri. Cengiz İnşaat’ın İngiltere’deki şirketinin muhasebe işlemlerini yapan firmanın adresi Serim’in şirket adresiyle aynı” dedi. Bu açıklamalar, Cengiz’in iş uygulamalarına yönelik eleştirileri artırdı.
Çömez, “Söylediğim her cümlenin arkasındayım. Çağrı yapıyorum. Kanıtları sunmaya hazırım. Beni de mahkemeye davet edin. SÖZCÜ’yü bu haberden dolayı kutluyorum” diyerek, gazetecilere destek verdi. Bu durum, medyanın bağımsızlığının önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Kazdağı Platformu, Çanakkalelilerin Mehmet Cengiz’e ait Truva Bakır Madencilik A. Ş. ’nin Halilağa’daki bakır madenine karşı mücadelesinin devam ettiğini belirtti. Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’nin, madene karşı açtığı davada mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Bu karar, halkın mücadelesine bir destek olarak değerlendirildi.
Kazdağları Ekoloji Platformu, “Yücel’in ‘Bu karar emsal teşkil ederse yaklaşık 4 bin madenin kapısına kilit vurulabilir’ demesi, bizi 4 bin maden izin ve ruhsatlarında usulsüzlük olduğu konusunda endişelendirdi. Tüm madencilik izin ve ruhsatları acilen denetlenmeli” açıklamasında bulundu. Bu durum, çevre koruma mücadelesinin önemini vurguladı.