Gıda güvenliği, iklim krizi ve artan nüfus gibi sorunlar, tarımsal üretimin geleceğini tehdit ediyor. Gençlerin tarım sektöründen uzaklaşması, bu sorunların çözümünü zorlaştırıyor. Tarımda çalışanların yaş ortalaması giderek yükseliyor. Türkiye'de çiftçilerin yaş ortalaması 59 olarak belirlenmişken, gençlerin tarımdan kaçış sebepleri araştırılmalıdır.
Bugün dünya genelinde çiftçilerin yaş ortalaması 55'in üzerinde. Avrupa Birliği'nde ise çiftçilerin yalnızca %10-15'i 40 yaşın altında. Türkiye'de de benzer bir durum söz konusu. Gençler, tarımın artan maliyetleri ve düşük kâr marjları gibi risklerle dolu olduğunu düşünüyor. Bu belirsizlikler, gençlerin tarım sektörüne girmesini engelliyor.
Gençlerin tarımı 'geri kalmış bir uğraş' olarak görmesi de önemli bir faktör. Tarım modernleşmediği sürece, gençlerin gözünde bir kariyer olarak değer bulmuyor. Ayrıca, kırsalda geleneksel aile yapısı içinde söz hakkı alamayan gençler, büyük şehirleri tercih ediyor. Bu durum, tarım sektörünün geleceği için ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Gençleri tarımla buluşturmak için Tarım 5.0 çağına geçiş yapılmalıdır. Tarımı dijitalleştirerek yazılım ve veri bilimi gibi alanlardan gelen gençleri cezbetmek mümkündür. Tarım girişimciliği ve tarım teknolojileri için kuluçka merkezleri kurulmalı, teknoloji tarımla buluşturulmalıdır.
Tarım meslek liseleri ve tarım inovasyon merkezleri, daha nitelikli ve pratik odaklı hale getirilmelidir. Genç çiftçilere yönelik hazine arazilerinin tahsisi ve ortak üretim kooperatifleri gibi sistemler geliştirilmelidir. Bu tür adımlar, gençlerin tarım sektörüne olan güvenini artıracaktır.
Tarım, sadece bir üretim alanı değil; aynı zamanda yaşam biçimi ve toplumsal liderlik alanı olarak sunulmalıdır. Tarımsal üretimin sosyal prestijinin artırılması, gençlerin tarıma olan ilgisini artırabilir. Ayrıca, genç kadınların üretime katılımı için özel fonlar ve teşvikler verilmelidir.
Tarımın geleceği, kadınların katılımı olmadan sağlanamaz. Genç kadınların tarım sektöründe yer alması için desteklenmesi gerekmektedir. Tarım ve gıda firmalarına yönelik yeni kariyer yolları tanıtılmalı ve gençlerin bu alanlarda eğitim alması teşvik edilmelidir.
Tarım, yalnızca sorunlarla değil, çözümle ve başarıyla anlatılmalıdır. Şehir tarımı ve topluluk bahçeleri gibi modellerle şehirli gençler de tarıma çekilmelidir. Avrupa Birliği, gençleri tarım sektörünün taşıyıcı ana kolonu olarak görmektedir. Tarımın çekici hale getirilmesi, girişimcilik ve çevresel farkındalık ile mümkündür.
Bugünden harekete geçilmezse, gelecekte tarımın yanı sıra kendi geleceğimizi de kaybetme riski bulunmaktadır. Tarımsal üretim, sadece bir geçim meselesi değil; gezegenin geleceğiyle doğrudan ilgili bir varoluş meselesidir. Tarımın geleceği, gençlerin bu sektördeki rolü ile şekillenecektir.